17 Ağustos 30 Ekim
Geçen hafta memlekete Gölcük’e gidelim dedik. Birkaç gün geçti ki deprem oldu. Deprem Izmır’ de meydana geldi; ama sarsıntısı kilometreleri aşıp bizim eve kadar geldi. Evdeyken sallanmışız. “Mışız” diyorum; çünkü hissedemedim, avizelerin kıpırtılarından anladık. Bizim evdeki avizeler bile sallandiysa ve biz o kadar korktuysak İzmir’ dekiler nasıl korkmuşlardir kim bilir demeyeceğim. Çünkü ne yaşadıklarını çok iyi biliyorum. Yine Gölcük’teydim ve yine oradayken deprem oldu. 17 Agustos geldi aklıma. Çocuktum 17 Ağustos depreminde; ama hasar alip yıkılan binalar, enkaz altında kalanlar oldugunu hatirliyorum. Sevdiklerimizden haber almak için evlerinin yakinina telasla koştuğumuz günleri hatırlıyorum. Mahşer-i kalabalığı hatırlıyorum dün gibi hem de. Şimdi haberleri açıp baktığımda 21 sene öncesini izliyor gibiyim. O korkularımızı, kayıplarımızı, bekleyişlerimizi, dışarıda uyudugumuz anları, prefabrikleri görüyor gibiyim. Kamyonlarla gelen oyuncakları hatırlıyorum bir de. O saf çocuk kalbimizle ne de çok sevinmiştik. Nedense oyuncakları hatırlıyorum bir tek. Ne kıyafet, ne yiyecek hepsi zihnimden silinmiş. Evimiz hasar almıştı, sonra yıkıldı. Biz başka bir binaya gitmiştik. Artçı depremleri hatırlıyorum aynı Izmır’deki gibi çok oluyordu. Bize bu artçı depremler oyun gibi geliyordu artık. Gülüyorduk aramızda. Deprem, hayatımızın bir parçası olmuştu o dönemde. Korkmuyorduk, korkamıyorduk. İzmirli kardeşim seni öyle iyi derinden anlıyorum ki; inşallah bir daha yaşanmaz böyle bir şey. Dualarımız sizinle. Allah(cc) vefat eden kardeşlerimize rahmet eylesin. Yakınlarına da sabır ve selâmetler ihsan eylesin… Enkaz çalışmasında görev alanlara da Rabbim(cc) güç kuvvet ihsan eylesin…
Âmin…
#izmirdeprem #empati #günlük
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.