Anılarla Yaşayanlar
Odamın başköşesine astım silüetini her sabah selamlaşıyoruz. Madem sen öldün sevgilim, ben neden yaşıyorum?
Melikşah parkında, bir adamın bir kadına tokat atması üzerine ağır küfürler ettiğinde ağzım açık dinlemiştim seni. Küfürü kadınlara yakıştırmayan biri olarak ilk defa aksini düşündüm. Küfür etmek bile yakışıyordu sana. Bir insana her şey nasıl bu kadar yakışır ya ?ne yapsan cuk oturuyor, dediğimde “bir gün bana yakışmayan bir şeylerde bulursun elbet, o günden sonra da ayrı oluruz büyük ihtimalle. ”demiş gülümsemiştin. O gün kastettiğin şey ölüm müydü bilmiyorum ama haklısın sevgilim, ölümü sana hiç yakıştıramadım.
Neden öldün?Daha doğrusu bir gün ölebileceğini neden söylemedin bana?Bilseydim küçük burjuva yaşantımı bir kenara bırakıp yaklaşmazdım sana. Olaylara vereceğin tepkileri ezbere bilmezdim. Sen şuan yoksun ve benim senin yokluğuna alışmam, seni unutmam gerekli. Ben seni bir kenara atıp, yaşamıma hiçbir şey olmamış gibi devam etmek istemiyorum. Ne diyeceğini az çok tahmin edebiliyorum. ”Ölenle ölünmez. ” Doğru, ölenle ölünmüyor ama ölenden sonrada pek yaşanmıyor.
Bir insanın geleceğe dönük umutları yoksa anıları ayakta tutar onu. Anılarla yaşar insan. Kendini boşlukta hissetiğin zamanlar karlı, soğuk bir kış günü. Anılar ise içini ısıtan sıcak, sobalı bir ev… Soyutlandığım insan topluluğu içinde sen yokken fazlasıyla zorlanıyorum. Çoğu kez intiharı düşünmüş olsamda kafamın içinde dönüp duran bir birkaç hatıra var, onlarım hatrına yaşıyorum. Sen anılarda yaşıyorsun sevgilim ben ise senin içinde bulunduğun anılarla.
Güldüğüm anıları ileride bakıp ağlamak için dolabımda sakladım.
Güldüğüm o anıları şimdi ağlayarak yaşıyorum kafamın içinde. Onların üzerinden yaşayıp geçmiş olmak ve bir daha yaşayamayacak olmak fazlasıyla canımı yakıyor. Canımı yakan bir diğer şey ise bu anıları yavaş yavaş unutuyor olmam. Anılarımızı ve her anımızı yaşarken gözlerimin önünde beliren yüzünü unutmaktan korkuyorum. Aklına gelebilecek her yere resmini çiziyorum, yüz hatlarını unutmamak için. Anılarla yaşamak beni fazlasıyla yordu sevgilim. Bütün anılar göz kapaklarımda birikmiş. Acıyorum onlara, koca bir yaşanmışlık taşıyorlar üzerlerinde.
Son konuşmamız kavgayla bitmemeliydi. Ve ben bu olayı 4 gün sonraki doğum günün için hazırladığım sürprizle çözeriz diye kestirip atmamalıydım. Özür dilerim sevgilim. Bu kavgayı da rutine dönmüş kavgalarımızdan sanmış 4 gün kafanı dinlemen için sana fırsat vermiştim. Ne kadar da aptalım. Bir gün tekrar sarılırız sanmıştım, şimdilerde mezarının yerini dahi bilmiyorum. Yokluğundan sonra ufak çaplı şiirler yazmaya başladım sana. Anılarda değilde şiirlerde yaşamaya başladın. Ama artık şiirler tavana birer halat asıp intihara kalkışıyor sevgilim, ölmemeliydin.
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.