Aynadaki Düşman
Yıkık, kirli bir salonun ortasında bir ayağı kırık bir sandalyeye oturmuş sıska, orta boylu, kaderi saçlarından kara bir kadın. Bir burukluk var yüzünde, yüzü bir çiçeğe küskün, elleri hiç tutulmamış gibi soğuk, başı hiç okşanmamış gibi mağrur ve dudakları son sözü söylerkenki o hüzün makamından çıkmamış hala, hangi makam acaba. Hicaz makamı mı ?Acemaşiran makamı mı ? Yoksa buselik makamı mı? Yooo bu olsa olsa rast makamı. Bu makam düşük nabzını yükseltmeye yardımcı oldu. Nabzı hafif hahif atarken o sıska ellerini kucağında bulunan makasa götürdü, aklı bileğini mi yoksa saçını mı kesmek arasında bir kervan boyu yol aldı. Sonunda aklı saç kesme hanında duraksayıp kaldı. Saç kesilsin diye komut verdi akıl ve ince uzun parmaklar makasla müthiş bir uyumla birleşti. Kadının yüzü aklından ve kalbinden bi-haber tam karşısında duran aynadaydı oraya kaç ışık yılı gitmişti? Kalbi, nefes alıp verirken fizana kadar gidip geldi. Kadının elindeki makas hızlı bir şekilde yukarı yükseldi. Birden boş bir bakış attı makasa, beyni verdiği karardan pişman mıydı acaba? Bileklerine mi değmeliydi makas, soluk yüz, bir tutam saç aldı ve makasın çoktandır aç olan ağzına koydu. Makas onu yavaş yavaş dişedi ve yuttu, aynı eylemi tekrar tekrar makas doyana, saç bitene kadar devam etti ama makas doymadı. Kadın şimdi aynadaki aksine baktı ayna ona bakıp zalimce bir kahkaha attı. Güzelliğini bir makas aldı bak gör der gibi bir bakıştı bu ama kadın umursamadı. Gözlerinde bir yağmur başladı, dolu ve kar da yağardı eğer biraz daha devam etseydi. İki damla aktı, yanak hemen yol oluverdi, bu iki narin keder parçalarına, oluşan damlalar çenesinden boynuna akıp gitti… Kadın İnce parmakları ile gözyaşlarını silip, makası aynanın tam ciğerine sapladı, ayna binbir parça oldu. Kadın gördüğü şeye dehşetle baktı. Binbir tane sıfat çıktı karşısına, bu aynanın ölürken ki son intikamıydı. Kadın sıska ayaklarıyla, ağlayarak aynanın üstünden basıp geçti…
Asiye Polat
20. 10. 2020
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.