Bir Dem Nefes

“Minimalizm” terimini çok duymuştum önceden. Yaşamı sadeleştirmek. Evinde az eşya, az dekor kullanmak. Gereksiz her şeyi uzaklaştırmak yaşamından, gözü yoran gönlü yoran her şeyi… Beyne nefes aldırmak , ruhu sakinleştirmek aslında. Bir yazarın konuşmasından çok etkilenip bu akımı araştırdım. Ve neden ben de yapmayayım dedim. Koyuldum sadeleşmeye. Evde toz alırken biz hanımlara binbir takla attıran süs eşyalarını, ıvır zıvırları kaldırdım. En beğendiğim, gözü yormayan sade olanları yerlerine yerleştirdim. O zaman huzurlu hissettim kendimi. Evet, eşyaların da bir ruhu var. Ve insanı derinden etkiliyor. Bir kıyafet vardır ona bakınca kötü hatıraların canlanır, onu evinde tutma. Gözün dahi görmesin onu. Ruhuna ızdırap çektirme boşuna. O kıyafet ya da herhangi bir eşya olmasa da olur, nasıl almadığın kıyafetlerle yaşayabiliyorsan onlarsız da yaşarsın. Minimalizmle şu asrın doyumsuzluk hastalığını da yenebilirsin mesela. Çılgınca moda diye bas bas bağıran vitrinler, reklamların haddi hesabı yok. Sadece biraz daha para kazanalım diye ruhumuzu sömüren kapitalizm! Sana yetecek kadarını al. Ömrün onları giymeye yetecek mi bakalım. Az çoktur demişti yazar. Azın çokluğunu görsen bize bir ömür yeterdi demişti ve beni çok etkiledi. Bu akımla aslında insanlar arasında geçimsizlik, haset, kibir de yenilebilir. Şu asrın imtihanı Asosyal medyanın bazı saçmalıkları da, bazen yapmacıklığı da, birilerine bir şeyler kanıtlayabilme amaçsızlığı da… Inşallah sade hayat zaten biz Müslümanların yaşaması gereken bir hayat. Minimalizm bir açıdan bizi özümüze de döndürüyor. Psikolojik açıdan rahatlamak isteyen, şu asrın safsatalarından bunalan herkese tavsiye ederim.

  • Okunma
  • 14 Haziran 2020
  • Deneme
  • WhatsApp Yazı Linkini Kopyala
  • 1

    Nazif&S.

    @hemdem