Bir Yaşama Denemesi

Artık ayıklayarak yaşıyorum hayatı ve artık parça parça sevebiliyorum insanları. Bir şeye bütünüyle bağlanmamın beni kendi içimde erimeye götürdüğünü fark ettiğimden beri kendimle bile arama mesafe koymuşum; kendime bağlanmaktan korkmuşum, kendimi sevmekten uzaklaşmışım, kendime yabancılaşmışım, kendimin sınırlarını aşmışım… Halbuki her ömür bir hududa văkıftır. Oysa yaşamak dedikleri şey bir yanılsamadan ibaret; insan seviyorum zanneder sevmez, insan güveniyorum zanneder güvenmez, insan seviliyorum zanneder – ki en büyük yanılsamalardan biri budur – sevilmez ve insan yaşıyorum zanneder her nefes alışında farklı bir şekilde ölmeye başlar. Yaşamaz, yaşayamaz. İnsanlar insanları yaşatmıyor artık bu devirde. Öyle kötü bir devir ki, insan kendisi olmaya çalışırken bile en çok kendisinden uzaklaşıyor. Çünkü hiçbirimiz bu hayatı biz olarak yaşamıyoruz. İnsanlardaki yansımamıza bakıp kendimizi bulmaya çalışıyoruz. Hep başkalarının sözüne, hep başkalarının eline ayağına bakıyoruz. Hayata bakış açımız öyle dar ki ama şu da var ki, hayatta olan acılarımız öyle çok ki… Kaostan beslenen bir çağın insanlarından da bu beklenirdi zaten. Artık mutluluk, sevinç, umut adına bir şey biriktirmiyoruz heybemizde. Ne varsa yaşadığımız bunların zıttı bir duyguda; öfkede, kinde, hüzünde, nefrette ve kavgada. Sevgisizlik insan yüreğini cehenneme çevirmişken nasıl olur da bu dünya yaşanılır bir yer olur ki?..
Kalbim bu dünyaya sırt çevirdi, insanlara kırgın bu kalbim. Bilmem ki şimdi sana karşı hangi duygu yoğunluğunda kalbim. Suskun. Susmak mahvetmez mi insanı içinde bir mahşer dolusu kelime varken? İnsanlar kadar mahvetmez ya !..

  • Okunma
  • 8 Mayıs 2020
  • Deneme
  • WhatsApp Yazı Linkini Kopyala
  • 1

    Ergün Güngör

    @ergungr