Buluttaki Evler
Bir zamanlar, rengarenk bir ormanda evlerin bulutların üzerinde olduğu bu yerde yaşayan küçük bir kız çocuğu varmış. Yaşadığı yer öylesine güzel bir yermiş ki dünya üzerindeki en güzel bahçe, en güzel çiçekler ve en net renkler onunmuş. Orada, insanlar birbirlerine asla kötü davranmazmış. Birbirlerini sever, yalan söylemezlermiş
Bi gün bu güzel yere bi yabancı gelmiş. Küçük kıza arkadaş olmak istedigini, yaşadığı yerin kötü olduğunu söylemiş ve Ona yardım etmesini istemiş. Küçük kız kötülüğü, yalanı, kin ve hasedin ne olduğunu bilmediği için ve yüreğindeki merhamet çok büyük olduğu için Ona yardım etmeyi kabul etmiş. Onunla dost olmuş. Yeni gelen yabancı Ona kendinden bahsederken aslında Yalan söylüyormuş. O karanlık ormandan geliyormuş ve gizlice kin ve haset tohumlarını da beraberinde getirmiş. Uzun yıllar bu güzel ormanda yaşamış tıpkı bir dost gibi. Oradaki insanların güvenini kazanmış. Ve bi gün ansızın gitmek istediğini söylemiş. Insanlar şaşırmış elbet, fakat Onlar birbirlerinin kararlarına saygı duyorlarmış. Yabancı gideceği sabahın gecesinden kin ve haset tohumlarını bütün ormana ekmiş ve ertesi gün ormanı terlemiş. Kimseye görünmeden. Teşekkür etmeden. Günler günleri kovalamış. Bu güzel orman gün geçtikçe tuhaflasiyormus. Bi sabah çiçekler solmuş, bi sabah renkler kaybolmuş ve işte en korkuncu. Insanlar artık birbirlerini sevmiyorlarmis. Birbirlerine saygı duymuyorlarmış. Orman gittikçe kasvetli bir hal alıyormuş. Küçük kız düşünmüş bunu kim neden yapar? Burayı nasıl eski haline cevirebilirim?
Bütün orman halkını bir araya toplamış. Gökyüzünde dolunayın olduğu ve bütün ormanı aydınlattığı vakit herkesin oraya gelmesini söylemiş. Vakit gelmiş. Küçük kız çocuğu yüreğindeki merhamet ile bütün insanların kalplerine elleriyle dokunmuş ve gözlerini kapatmış. Hissetmiş, biliyormuş ki bu insanların özü bu değil. Kalplerinde ufacık bir sevgi aramış. Ve bulmuş, bütün herkesin yaralarını sarmış ufak minik bir el. Hep beraber ormanı kuşatan kanser otlarını ayıklamışlar. Evleri artık eskisi gibi güzel. Ormanları yine eskisi gibi neşeli ve renkliymis. Renklere kavuşmuşlar, sevdaya kavuşmuşlar. Ve bütün dünyaya iyiliği ve güzelliği yaymışlar.
Lütfen herkes içindeki o minik, ufacık sevgiyi, merhameti, o kimselerin bilmediği renkleri keşfetsin. Hayat bir tablodur ve renkler sizin ellerinizde..
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.