Devamsız

Soğuk bir gecenin içini ısıtan sessizliğinde kendisiyle konuşmayı çok seven bir adamın not defteri geçti elime. Defterde yazan cümleleri kendi cümlemmiş gibi sahiplendim, defteri bağrıma basmak ve ona sıkıca sarılıp öylece uyumak istedim. Bu uyku öyle bildiğiniz uykulardan değil ama uyuyup bir daha uyanmamak isteği belirdi tüm benliğimde. Yazı şöyle başlıyordu. Yazabilmekse istediğin, önce yaşamayı dene, önce yaşatmayı öğren, kendinden önce başkalarını düşünme inceliğinin ne kadar muazzam bir his olduğunu farket. Ancak o zaman yazmak, yazmaktır. Benim de bir sıralar içimde yazma isteği vardı, yazdım da ama istediğim gibi olmadı hiç, sürekli bir şeyler eksikmiş gibi geldi, içimden geçen hiçbir duyguyu deftere aktaramıyordum, sürekli bir olmamışlık kokusu tütüyordu sayfalarımın üzerinden. Ben de vazgeçtim yazmaktan, olmamış bir şeyi yazmaktansa hiç yazmamış olmak daha iyidir diye düşündüm. Biraz hava almak için dışarıya çıkmıştım, dışarıda soğuk bir hava vardı, kar gökyüzünden sessizliği de alıp sırtına yavaşça yeryüzüne indiriyordu. Yürürken çıkan sesi saymazsak muazzam bir sessizlikti. Sigaramı yaktım bir parka gidip, parkta bir banka oturup biraz kendimi dinlemek iyi gelir diye düşündüm. Yürüdüm yavaş yavaş sigarayı tuttuğum elim bir süre sonra üşüdüğünden arada bir elimi değiştirip diğer elimi montumun cebine sakladım, hava karanlıktı, sokak lambaları yol gösteriyordu bana, yaklaşık 20 dakika yurudukten sonra nihayet aradığım parkı bulmuştum. Benden başka kimse yoktu görünürde, park istediğim şekilde sessiz ve sakindi, salincaklarin ve tahterevallilerin

  • Okunma
  • 13 Mayıs 2020
  • Hikâye
  • WhatsApp Yazı Linkini Kopyala
  • 1

    Aykut Tunçay

    @aykutuncay

    16 Mayıs 2020 / 10:18

    ???