Ekmek Musaf

dost, bahar benim şenliğimdir. ben, baharla karışırım toprağa. baharla görürüm yağmuru, bahar yoksa sevemem güneşimi gizleyen bulutu. sağanak yağmura eşlik edemem, güneşin kahkahasını dinleyemem taneciklerden.
dost, ah, ne acı bir kelime bu! ne çok ekmek kırıntısı var üzerinde! çarpılacağız sanki bir şeyler yapsak. yürüyüp geçsem, şöyle gözümün ucuyla bir baksam, tutup hesap soracak benden.

ne yapıp et, diyorum içimden. ne yapıp et, kat şu kelimeye bir ton güzellik! kırıntılarını bir gül çalısının yamacına bırak. olur da bülbülün yolu düşerse eski maşuğunun hasretine, öpsün yamacını birer birer.

ellerini avucuma bırak, ısınsın her bir hücrem ve dallanıp budaklansın omuzlarım. dost, ah, ne acı…ne acı! hissetmeyeyim artık her dillendirdiğimde yüreğimde kurtukçulara ev olan o boşluğu. evet, öyle bir dost diyeyim ki, doysun. üzerine ekmek kırıntısı dökülmüş halinden hiç bir iz kalamayasa kadar doysun. öyle ki, ekmek o olsun.

  • Okunma
  • 12 Ocak 2020
  • Mektup
  • WhatsApp Yazı Linkini Kopyala
  • Nehar

    @manolika