Ekmek Teknesi
B. S- 11 YAŞINDA 4. SINIF ÖĞRENCİSİ ÇÖP TOPLAYICISI
Yağmurlu ve soğuk bir akşam. Sokakların en tenha ve kimsenin göremeyeceği yerlerinden koşan bir çocuk. Arkasında zorla taşıdığı, ‘’ekmek teknem’’ dediği bir çöp arabası. Islana ıslana koşuyor. Zaten hep ‘’ya arkadaşlarım görürse!’’ korkusu içinde. Bir de yağmurlu günler oldu mu, dayanamaz çöker bir çöp konteynerinin açılmış kapağının altına, ağlardı. Ağlarken hırsı da iyice arttı ki, nefret etmeye başladı kendinden. Hem de öyle büyük nefret oldu ki bu. Bir an cesaretlendi, aldı eline ekmek teknesini; zorlana zorlana kaldırdı ve bu sefer hep gittiği yoldan değil, bulunduğu semtin tam ortasından, meydanından koşmaya başladı. Sessizce söyleniyordu: ‘’Bu sondu, bir daha da çöpçülük yaparsam iki olsun. ’’
Nitekim öyle hırslı ve sinirli koşuyordu ki ne önünden geçen arabaları ne de sınıf arkadaşlarını görmedi gözü. Yine ağlıyordu ama bu sefer üzüntüden değil, bu ağır yükü kaldırmak; insanların dışarıya attıklarına ‘’ekmek teknem’’ demek zorunda olduğu için. Öyle bir hızlandı ki çöp arabası devrildi. Devrilen çöpleri toplamak için hızla eğildi, küçük avuçlarıyla bir avuç çöpü aldı ve kafasını kaldırdı ki, sınıf arkadaşları ona bakıyor ve acınası halde onunla alay ediyorlardı. Dayanamadı, gözleri karardı ve en ağır yükün ekmek teknesinin değil, bunun olduğunu anladı. Küçük vücudu bu ağırlığı kaldıramamış olacak ki, oracıkta bayıldı.
Gözlerini açtığında annesi başucunda duruyordu. Evdeydi ve arkadaşları yoktu. Hatta nefret ettiği çöp kokusu da. Annesine olan biten her şeyi anlattı ve artık elle çöp toplamak istemediğini söyledi. Annesi onun durumunu anlıyordu ama mecburdu. Ona öyleyse çekirdek satmasını önerdi. O kadar sevindi ki, annesine sımsıkı sarıldı; öptü. Hatta orada can versem dedi kendi kendine…
Artık çöpçü değildi. Ve çekirdekçiler maç saatlerinde sahanın kenarında olurlardı bilirdi. Ama o çitleri aşar, stadda çekirdek satardı. Öylesine para kazanırdı ki, kardeşinin ilaç masraflarını kendisi karşılayabiliyordu. Annesine göğsünü gere gere parayı veriyordu. Çünkü o evin erkeğiydi. Ağabeyiydi…
Bu çekirdekçilik işi de fazla sürmedi. Çünkü maçlar çok geç bitiyordu. Böylece ödevlerini yapamaz oldu. O, çekirdekçi de olmak istemiyordu, çöpçü de. Hatta arkadaşları gibi oyun oynamak istiyordu. O, okulunu bitirip yüksek yerlere gelmek istiyordu. Yüksek yerlere…
İçerisinde güzel mesajlar barındıran bir hikâye oldu 🙂
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.