Gel Deme
Şimdi bana gel diyorsun.
Nasıl geleyim? Aylarımda, ellerimde prangalar. Koşmak isterim, koşamam. Uzanmak isterim sana, uzanamam. Gönlüm senin yanındayken bedenim senden ayrıdır. Öyle çaresizdir ki bu beden bir kafese kapatılmış kuş misali çırpınıp durur. Gönül ile bir olmak ister ama ne çare… Sağa sola çarpar, çırpındıkça yara alır kolu kanadı ama asla vazgeçmez çabalamaktan. Sen ise sanarsın ki beden zevk içinde, halinden memnun. Görmezsin; o yaralı kanatları, görmezsin; ayaklarındaki prangaları, bilmezsin; sendeki gönlüne ulaşmak için ne kadar çabaladığını. Sen ne olur bırak bedeni, bilmesin senin bu halini. Üzülür, incinir hatta belki umudunu yitirir. Sen bilmezsin ama umut onun her şeydir. Çünkü umut etmek, yapabileceği tek şeydir. Umut eder ve çabalar. Hatta sana bir sır vereyim. O, kaftesden çıkamayacağını bilir. `Niye bu kadar yıpratır kendini o zaman?’ diye soracaksın şimdi tabi. Çünkü onun umut ettiği bir gün senin gelip onu o kafesten çıkarmandır. Ve o gün geldiğinde senin için çabaladım diyebilmek içindir her şey, yaralarını sarmanı istediğindendir. Şimdi artık gel deme, gönül zaten seninle. Bedeni kafesten kurtarmak ise yalnız senin elinde.
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.