Kültür Gerilemesi
Kültürel anlamda gelişmenin birçok yönü vardır. Hatta bu konu bazı tartışmaları da beraberinde getirmiştir. ’’Çok gezen mi bilir, çok okuyan mı?’’ Bu konular bizden bir önceki nesil için söylenmiş olsa gerek. Çünkü etrafıma baktığımda ne okuyan var; ne de gezen!
Toplumlar gelişmişlik maskesi altında değiştiriliyor. Bu değişime adapte olamayan toplumları ‘’gerici’’ maskesiyle bezeyen değişik bir medeniyet alemi içerisindeyiz. Bizim medeniyetimiz tüm dünyaya yayıldığı günlerden geldiğimiz şu noktaya bakın. Oluşturulmuş sistemlere(!) ayak uydurmayı başarıyor, sistemin kölesi durumuna gelmeyi çok büyük bir işmiş gibi ‘’populerite’’adı altında kutluyoruz. Eli kolu, en fazla 6 inç büyüklüğündeki, telefonuna bağlı olmuş. Resmen hürriyetini kaybetmiş insanlar görüyorum. ’’Gözleri kanamak’’ deyimine burada tanıklık ediyorum işte.
İnsanlara istediklerini vermediğinizde hırslanırlar. Onu alabilmek için çabalarlar. Fakat asıl ‘’gerici’’ olarak nitelediğim insanlarda bir çaba göremiyorum. İstediği her şeye ulaşmış olan insanlar kutlanıyor, tebrik edermiş gibi hayranlık besleniyor. Bir kitap çıkarabilmek için ceketini satan bizim yazarlarımıza ne oldu böyle? Nereye gidiyor koskoca Türk Edebiyatı…
Evet, ülkemiz 0, 1 okuma yüzdesine sahip ve yılda 5. 5 lira harcıyor(2018 verileri). Asıl şaşılacak nokta da bunca kitap fotoğrafları nerede? Yoksa kitapları almıyor, fotoğraf çekildikten sonra kendi dünyamıza mı dönüyoruz? Maalesef olay bu şekilde oluyor. Sırf populerlik uğruna binlerce insan kitapçıları dolduruyor. Fakat bir cümle bile okumuyor. Bundandır ki bütün ünlülerin sanki edebiyatımızı para için kullanıyormuşçasına kitap çıkarmaları…
Bizler kaybettik dostlar. Kaybettik! Ama kazanamaz mıyız? Elbette kazanabiliriz. Lakin şu elimizdeki köle zihniyetine(telefondan bahsediyorum) harcadığımız vakitleri kitaplara ve yazarlarımıza bağışlarsak. Emin olun ki hiçbir şey kaybetmeyecek; çok fazla şey kazanacağız. Muazzam eserleri olan yazarlar parasızlıktan kitap çıkaramazken bütün ünlülerin edebiyata darbe olarak çıkardıkları kitaplardan ve yazarlarından(!) bahsetmiyorum. Yeni Özdemir Asaflar, Cahit Zarifoğlular, Peyami Safalardan bahsediyorum. Ülkemizi muasır medeniyetler seviyesine getirecek şey:Hiç şüphesiz ilimdir-fendir. Bizler vakitlerimizi öldürmek için uğraştığımız bilgisayarlarımızdan başımızı kaldıracak ve yeni nesil bizlerin eseri olabilmesi için çabalayacağız. Sizlerde bugünden başlayarak bu harekete katılın! Ülkesini seven, bayrağını seven her insan bu ülkeye katkı vermek zorundadır!
Murat Şah
@1sah
Herkes elini taşın altına koyup, elinden gelenin fazlası için uğraşmayı. Ne edebiyat, ne kültürümüz, ne ahlakımız, ne özümüz unutturulmamalı. Bunların karşı safında yok etmeye çalışanlar olduğu gibi, gece gündüz özümüzü unutturmak için planlar yapanlar olduğu gibi. Bizlerde bir yolunu bulup, gerçekleri, edebiyatımızı, şiirlerimizi, kültürümüzü gün yüzüne tekrar çıkartıp, herkesin özünü tekrar hatırlaması için seferber olmalıyız. Son nesil bizleriz artık. Bütün iş bize kalıyor. Eğer bizler bugün birşeyler yapmaz isek, bizden sonra ki nesiller özünü belki hiç kabullenmeyecek bile.
Maalesef durum anlattığınızdan farksız.Eskiden birtakım eğitimler olurdu bu konuda.En basitleridir usta-çırak ilişkileri.. Kültürümüzde olmayan Home-office kuramına geçişimiz..
Üstad ne güzel söylemiş: ” Devrim evvela devrimi devirecek!”
İbrahim Aleyhisselamın ateşine su taşıyan karınca misali, ateşi söndürmeye gücümüz yetmeyecek olsa bile. Safımız belli olsun. Biz bu safta yazmaya devam edelim kardeşim. Bu dert ile yanmaya devam edelim. Elbet bir gün bir yol açılacaktır. Belki bir devrin Cahitleri, Necipleri, Cemalleri, kürsülerin aslanları Abdülmetinleri, Timurtaşları olamayız ama, en azından safımız belli olsun.
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.