Kuş Kalp
Küçük bir kız umutlarını bisikletinin sepetine doldurur ve pedalları dünyanın en mavi yollarına çevirir. Umut diye sepetine koyduğu tüm hayaller çiçek olmuş sepetini süslemeye başlamıştı bile. Yüzündeki gülümseme bütün insanların kalbinin çürümesine karşılık onun kalbinin hala çiçek açtığını gösteriyordu. Uzun ve ağaçların koruma görevini sürdürdüğü yollardan rüzgar gibi geçiverdi. Umut tepesine geldi. Aslında umutsuz insanların bir fotoğraf çekilip gittiği turistik tepeye tek başına umut olmaya gelmişti. O kadar saf ve güzel ki her şey sanki tüm dünyayı temizlemiş gibi hissettirdi o saniyeler. En yakın arkadaşı olan bir ardıcın gölgesine oturdu, sırtını ona dayadı. Yaşlı bir ağaçtan başka kime emanet edebilirdi kendini? Karşısında görebildiğince mavi, etrafında yeşil vardı ve kalbinde ise bir yarası. Yarasının kanamaması acısının tekrar onu ele geçirmemesi için kitabıyla konuşmaya başladı. Aslında bakılırsa tek anlatan kitaptı çünkü küçük kız konuşmayı bırakalı uzun zaman olmuştu. Bu dünyada konuşunca kimse tarafından dinlenmiyorsanız neden yorasınız kendinizi? Kitabını dinledi ve kendi dünyasını kurdu. Küçük kız kalbinde ki yarayı sarmasını o kadar iyi biliyor ki yalnızlığı ona hiç acı hissettirmedi. Peki sorun olan ne? Küçük kız bu kadar mutlu o zaman kötü olan ne? Onu öldüren umutları. Sepetine koyup geldiği umutları bunca zaman onu yaşatan umutları onu tepeden aşağı itti. Bedeni boşlukta süzülürken bile onu yaşama bağlayan ve öldüren umutları düşüncesinde olan küçük bir kız. Tepeye çıkışındaki ilk dakikadan beri umutlarını öldürmek için orada olan küçük kız kendini öldürdüğünü şimdi fark etmişti. Gülümsedi, kendini ölüme bırakırken hala çürümemiş kalbiyle gülümsedi. Her şeyin sonunda bedeni yok olacak ancak kalbi kuş olup uçacaktı. Kuş kalp kanatlandı. Kimin kalbine konacağı ve kimim kalbinde yaşamaya devam edeceği belki de en merak edilen soru olarak kaldı…
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.