Nefesimizin Kıymeti
Doğduğumuz anda başlar hayat çabamız. İlk gözyaşımızdan sonra kaderimizde ne yazılıysa onu yaşamaya başlarız.
Bazılarımız şanslıdır. Yaşadığı yıllarda gördükleri yerlerin güzelliği, olayların güzelliği onları daha çok bağlar hayata. Peki ya 2020’de yaşayan insanlar? Onlar da hayata bağlı mıdır? Daha çok bağlıdırlar tam tersi. İnsan bir kere çaresizliğin ne olduğunu tattı mı bir daha tatmak istemez. Son zamanlarda ülkemize gelen virüs büyük bir çaresizlikle girdi hayatımıza. Evlerimize kapandık, işlerimize ve okullarımıza gidemedik hatta ölen yakınımızın cenazesine dahi gidemedik. Virüsün vücudumuza girmesinden öyle çok korktuk ki sanki evlerimizde çaresizce ölümü bekledik. Kimi virüs kapmıştı, kimi akciğer hastasıydı, kimi virüsten korkuyordu kiminin ise panik atağı vardı.
Fakat hepimizin ortak bir derdi vardı:Nefes alamamak. Böyle zamanlarda anlıyoruz aldığımız nefesin kıymetini. Daha sonra her nefes alışımızda şükrediyoruz binlerce kez. Fakat yine bizim yüzümüzden nefessiz kalıyor insanlar. Yine insanlık getiriyor sonumuzu. Doğanın dengesiyle öyle oynuyoruz ki en ağır şekliyle alıyor bizden öcünü, hayvanlara öyle zarar veriyoruz ki en acı şekilde cezalandırıyor bizi hayat. Sahi sizce de almadık mı dersimizi?
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.