Ölü Adamın Çiçekleri
Bir papatya iliştirmiştin saçımın kıyısına, ömrüme kalbini iliştirdiğini fark etmeksizin. Ve sonra bende altta kalmamak için çıkarıp kalbimi tutuşturmuştum avuçlarına. Göğsümden kelebekler taşarken semaya, çoktan ezberim olmuştu gözlerin, maiden bozma. Bir yaz yağmuru çıkagelmişti ve sonra eleğimsağmalar belirmişti gülüşünün kıyısında. İşte o gün nihayet , tam da düşmekte olduğum uçurumun kenarından tutunmuştum hayata. Yaşamak kelimesinin anlamını bulmuştum yüreğinin sıcağında. Ve söz vermiştik o gün yaşamak’lı yıllara.. Oysa şimdi bu satırları petunyalar dolu mezarının başında fısıldıyorum kağıdıma. O güzel günleri göğsüme bastığım toprağınla yad ediyorum. Hani diyorum bu bir kabussa fazlaca uzun sürdü, uyanalım. Ve bu bir kabus olsun diye yalvarıyorum yaradana. Bana yaşamaklı yıllar borcun vardı hatırla. Bir yaşamak sevinci iliklemiştin ruhuma ve bir sevda gizlemiştik baharlara. Hani 22 sinde ölenler gömülmezdi toprağa? Benim sarılacağım o kollarına petunyalar sarmış. Beni kabusunla yaşatma o vakit. Olmadığın dünyada yaşamak yarım kalmış. Ve dünya büsbütün kararmış. Yüreğim aydınlığına muhtaçken üstelik…
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.