Sahibine Mektup Dizisi-19

Ruhum her geçen gün biraz daha yaralanıyor. Umudumun bütün parçaları kan kaybından kangren olmaya yüz tutmuş ve ben farkına bile varamadım. Meğer kendimden ne kadar da uzakta yaşam sürüyormuşum. Şaşırıyorum… Korkuyorum… Neden bilmem ama titriyorum. Gözlerimde buğulu camlardan bir perde, elimde bir nehrin berrak suları… Düşünce okyanusunda biriken mercanlarımı seyrediyorum. Soyut denklemlerimi her sorunu çözecek bir formüle dönüştürmeye çalışıyorum. Evet, saçmalıyorum. Mantığın sarhoş edildiği tek bölmeli bir akıl hücresinde yaşıyorum. Burası kızgınken, kızgınken, parçalanırken, dağıtırken kendimi tatmin ettiğim cennetim. Hiçbir gizin saklı kalmadığı tek yer. Ölüme merhaba bayrağını çektiğim vatanım benim. Musalla taşım, ardından tabutum ve sesi kulaklarımda çınlanan şiirim. Beni sevgiyle uğurladığınızı bilmek ne güzel. Mutlu insanları, “Mutlu Zamanlar Atölyesi”nde görmüş gibi mesudum. Kendimi Meclis-i Şuara’ da şiir okuyan Namık KEMAL gibi bahtiyar olmanın azizliğini yaşıyorum. Yine de yetim bıraktığım umudumun ardından el sallamaktan kendimi alıkoyamıyorum.
Beni bir yerlerde bekleyen umudun yoksul yasını tutmaya devam edeceğim…(16. 03. 2017)

  • Okunma
  • 17 Nisan 2020
  • Mektup
  • WhatsApp Yazı Linkini Kopyala
  • 4

    Lokman Özdemir

    @lokman56