Sevelim
Gözyaşları ve sigara dumanı arasında boğuluyorum. Yorgunum. iki yüzlülükten, yalandan ve sapıklıktan-sapkınlıktan. Sorumsuzların yükünü neden biz çekeriz. Başkalarının yükleri için yoruluyoruz ama kendi yükümüzü de atamıyoruz sırtımızdan. Aman arkadaşım üzülmesin, aman karım-kocam yorulmasın aman aman aman. Belki de benim için artık amaaaan demenin vakti gelmiştir. Hep beraber hayata karşı bir amaaaan çekelim, boş verelim her şeyi. Artık o kadar korkmuşuz o kadar yılmışız ki kendi işimizi yapamaz hale gelmişiz. Otobüste bir kadına yer vermeye korkar oldum sapık damgasından korktuğum için. Parkta bir çocuğa bakmaktan başını okşamaktan korkmuşum pedofili damgasından korktuğum için. Borcumu istemeye korktum para göz olmaktan çekindiğim için. Ama yok artık değiştim, korkmuyorum. Borcumu istedim ne derse desinler hem biliyor musunuz bugün otobüste 4 hanıma birden yer verdim yani 4'lü koltuğa oturmuştum yerimi değiştirdim ve grup olarak oraya geçtiler hem de bana güldüler 🙂 bir adam vardı hani intihar etmeye gidiyor köprüye ve bir not bırakıyor atladığı yere eğer birisi bana gülerse intihardan vazgeçeceğim diye. İşte ben o gülen kişi oldum artık. Telefondaki müşteri hizmetlerindeki görevli kişiye nasılsınız diye sordum dün. Ve komşunun çocuğuna ders çalıştırdım. Hayat daha çekilir bir yer oluyor bence gülelim kalksın artık üstümüzden şu kasvet. Ama diğer yandan insanları daha da tanıdıkça soğuyorum. ne yapacağımı bilmiyorum. En iyisi herkesi uzaktan sevmek. Zaten ben sevecek birini buldum o bana yetiyor. Mesela bu sitedeki insanlar hepinizi seviyorum, kimseniz kimsiniz banane. İnsansınız ve benim için günahsızsınız. Mesela sen Mervenur Rehnüma herkese uzun uzun yorum yapıyorsun ve dua ediyorsun iyi ki varsın. mesela Dilhun çok duygusalsın çok aşk dolusun mesela sen Hamza tam bir anadolusun. Mesela sen Hilal bi varsın bi yoksun merak ettiriyorsun. Aslında şöyle bir çay köşesi diye bir yer yapsalar siteye hepimiz canlı olarak görüşsek, ne çok severiz ne çok seviliriz. Bu arada İzmir'de olan varsa denize ve hayata karşı bir sigara içmek isterim ama bu sefer gözyaşı olmadan. Aşkla kalın.
Biri
@mahfi
Hayatımızda sıkıntılı, üzücü yaşanmışlıklar veya kişiler olabilir. Lakin bunların hiçbirisi bize kötü insan olma hakkını ve insanların canını yakma özgürlüğünü vermez. Bu yaşanmışlıklar yüzünden bazen şey düşünüyorum hiç kimsenin olmadığı bir yere yerleşmeyi sonra da diyorum ki ben bir köşeye çekilirsem, başkaları bir köşeye çekilirse nasıl düzeleceğiz ümmet olarak? Nasıl bir faydamız dokunacak insanlara? Böyle düşününce vazgeçiyorum fikrimden..
Dünyada yaşadığımız sürece kötülük yapmak isteyen insanlar da çıkacak karşımıza iyilik yapmak isteyenler de çıkacak.. Kimi insanın yüreği karanlık kimininki aydınlıktır. Geceyle gündüz gibi. Dünyanın kötülerle dolu olduğunu düşünüp hayal kırıklığına uğramak bize yakışmaz ümitsizliğe kapılmak olmaz.
“Belki…” diye başlayan cümlelerimizdeki, o umuda sımsıkı tutunmalıyız…
Ne diyor Sezai Karakoç:
“Umutsuzluk yok! Gün gelir; gül de açar, bülbül de öter.”
Denize karşı özellikle sigara ve gözyaşı olmadan saatlerce oturmak iyi gelir bu yorgun bedenlerimize.. Siz daha iyi bilirsiniz elbetteki karışmak benim haddime değil ama sigara ile kendinize zarar vermeyiniz bu cân ve beden size emanet ona iyi bakın.. Hem kim bilir belki bir gün hep beraber denize doğru sessiz çığlıklarımız ile haykırırız tüm dertlerimizi… Aramızdaki uzak mesafeler mühim değil gönüller bir olsun yeter ki.. Gönül bağı olduğu sürece kilometrelerin bir değeri kalmaz insanın gözünde…
Rabbim evvela herkese insan olup insan kalabilmeyi nasip eylesin..
Siz de iyi ki varsınız.. ?
Hepinizi Allah için seviyorum…
Dua ile, vesselâm.. ?
Güzel yüreğiniz var olsun inşaallah.. ☺ Siz de iyi ki varsınız.. ☺
Dünya derdine bulandık dostlar üniversite sınavına çalışmaktan gönlümüzü yitirmeye başladık sanırsam eski manevi hallerden bir ibare görmez olduk şahsımızda sizlerden dua isteriz..
Allahım, güç ver.. Ver ki, bu faniden göçdüğümüz vakit arkamızdan hayır duaları ile anılacağımız eserler bırakalım.
Hepimizde aynı hal yok mu ? Dünya derdi. VEHN.Hep aklıma gelen şeydir köyüme mi gitsem diye ev var araba var hayvan var ne duruyorsun bu yaban ellerde diye ama aklıma hep Nureddin Yıldız hocanın şu sözü gelir. Bu ümmetin imtihanı israiloğulları gibi dağa çıkıp 400 yıl namaz kılmak değildir. Bu ümmetin imtihanı köşesinde banka olan sokaklarda müslümanca yaşamaktır.
Rahmet ile zahmet arasındaki bir harflik imtihandır bu dünya..
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.