Susturun Beni

Suskunluğumda bir çığlık var,
Adım kadar derin, nefesim kadar ince
Boğulmuş bir insan topluluğunun ..
Adı kalmış damağımda, uzun ve sessizce
Ağlayan bir çocuğun,
Gözyaşlarıyla ıslanmış, ‘kanım’ olan su
Islanan toprak, bereketiyle mi gelir?
Ağlamak güzel şey mi yoksa?
Sessiz, feryatlı, çığlık çığlığa…
Bir gök gürültüsü olmuş söylediğim,
Duyan pişman, duymayan bilmez;
Gören korkar, görmeyenin gözleri açılır.
Ve bir koku sarar etrafı
En sonunda…
Islak, toprak ve nefes nefese.
Özgürlüğünü isteyen bir kelebek miyim yoksa?
Bir günlük saltanat için mi sürünürüm bu yokuşta
Zindan, demir parmaklık.. gibi hecelerle
İki hece için bir ömür müdür yaşamak?
Üç hece daha büyük, daha ağır gelir insana
Ağlamak, intihar ve bağırmak…
Çıkmaz sokaklarda bulunur yalnızlığıyla boğuşanlar
Kimse bilmez kendilerini, öyle sanırlar.
Asıl bilmedikleri ..
“Sessizlik, en büyük çığlıktır. ”
-Neden?
“İnsan kendisiyle konuşurken bağıramaz”
-Neden? ..
Bağıranlar gelir böyle yerlere
Zindan, demir parmaklık gibi seslere…
Bağırmayanı duymaz o küçük zihinler
Gözlerde, dillerde büyük fikirler
Kendinden başkasını bilmeyen
Seller altında susuz kalan
“BÜYÜK ADAMLAR” onlar(!)
-Büyük olmak için ne yapmalı?
Elinde olanı yokmuş gibi saymalı mı?
Yoksa “bunu da ben yaptım!” demeli,
Gönüllerde “BÜYÜK” olmalı mı?
Nasıl büyük olunur ki?
-Bilmem, konuşamam, sustururlar beni
Küçüğüm ben
O görünen ‘büyüklerden’ değilim
Susturun beni, konuşmak istiyorum
Sizin gibi konuşmak:
Boş, manasız, hayalsiz
Bilmemek istiyorum
Hiçbir şeyi…
Bildiğim için ağlıyorum
Bildiğim için;
Suskunluğumda bir çığlık var..
Susturun beni
Susturun…

  • Okunma
  • 12 Nisan 2020
  • Şiir
  • WhatsApp Yazı Linkini Kopyala
  • 1

    Murat Şah

    @1sah

    14 Nisan 2020 / 22:43

    Kaleminize sağlık. Devamını bekleriz.

    1 Mayıs 2020 / 05:43

    “Özgürlüğünü isteyen bir kelebek miyim yoksa?”