Toprak

Bugün kayıpları oynuyoruz, hayat denen o kocaman sahnede,
Herkes kendi sahnesinde başrol, herkesin senaryosu farklı işliyor, herkesin kaybettiği farklı,
Kimisi elinde kalan son umudu, kimisi cebindeki son parayı, kimisi asla bitmez dediği aşkını, kimisi gözündeki son gözyaşını,
Ben mi?
Ben kendimi kaybediyorum…
O sahnede koşturuyorum, kendime sesleniyorum,
Ses yok, ben yok, kimse yok.
Aynada yüzüm eksik, yanımda sen eksik,
Sen ki, olmayınca hiç birşey tam olmuyormuş bana, kafama vura vura anlatansın, kalın kafalı öğrenci hali bendeki de anlamayanım haliyle,
Öğreneceksin diyorsun bensizligi ögreneceksin, ona alışacak ona sarılacak onu seveceksin, diyorsun.
Diyorsun da seni dinleyen mi var?
Kendi bildiğini okuyan ben dururken,
Seni pür dikkat dinleyen beni ben ne yapayım ?
Asla sensizlik ne bilmek istemiyorum,
Hadi kolaysa anlat bana.
Hadi bi dene, sıkıyorsa sensizliği sevdir bana,
Hem neden anlatma çabasında olan sürekli sensin ki ?
Bı kere de beni dinlemeyi denedin mı?
Sensizlik değil de konumuz senlilik olsun.
Anlatan ben olayım dinleyen sen olmaz mı ?
Var mı buna gücün?
Beni dinleyebilir misin sessizce?
Sen, aslında sana sen değil ben demeliyim,
Çünkü sen beni ben edensin,
Sen beni düştüğümde kaldıran o elsin,
Ağladığımda, yaşımı silen o el,
Sen sensin, ben de ben…
Peki ben neden hep sen ?
Neden hep ben sen-siz…
Böyle yarım , böyle yıkık böyle suskun,
Ve sen, böyle ben-siz,
Böyle gitmiş, böyle gelmeyen, böyle toprak…

  • Okunma
  • 28 Nisan 2020
  • Şiir
  • WhatsApp Yazı Linkini Kopyala
  • 1

    Aykut Tunçay

    @aykutuncay