Vaveyla

Öfkeli olmalıyız aslında. Yaptıklarımız ya da pişmanlıklarımıza değil. Başkalarına da değil. Kendimize öfkeli olmalıyız. Hatta hissettiklerimize, duygularımıza ve anlamlar yüklememize. Şu hayata öyle şeyler yükledim ki. Hangimiz dayanamıyor anlamadım. Devran ne zaman tersine dönecek, benim ruhum yeter mi bilmiyorum. Evet ruhum. Çünkü bedenim çoktan isyan etti. Yorgunluğumu anlatmaya ne kelimeler ne de mecalim yeter. Vazgeçiş değil bu kabulleniş. Neyi kabul ettiğini bile bilmeden kabulleniş. Bir gün ümidiyle kabulleniş bu. Giriyorum çıkıyorum içime. Kapıyı çalıyorum. Kapıyı her zaman bıkmadan usanmadan ümidim açıyor. Vazgeçtiğimi yüzüne haykırsam da inatla o vazgeçmediğini söylüyor. Diyorum ki ona  ‘’ben benden geçtim, benden geç. Geçemiyorsan da sen de kendinden geç’’. Bir savaş bu. Sonunu bile bile adımladığım belki de kestirip attığım çıkmazlarla dolu savaş. Kimin kazandığının mühim olmadığı, neler doğuracağı belli olmayan bir savaş. Ümit bu ya işte. Kimi zaman sükûnetle kimi zaman sabırla beklemesini biliyor. Beşeri bense aceleci, hırçın ve hissizim. Anlıyor beni hem de tüm gerçekliğimle. Başkalarına gizlediğim tüm yanlarımı da görüyor. Belki bu yüzden savaşım ona. Beni bu kadar kolayca görmesine karşı yaptığım hatta kılıçlarımı kuşandığım bir savaş. Bu savaşın galibi olmayacak. Hiçbir zaman.

Son Düzenleme: 4 Mayıs 2020 / 02:18
  • Okunma
  • 15 Nisan 2020
  • Deneme
  • WhatsApp Yazı Linkini Kopyala
  • ŞÇ

    @seymatkv

    5 Mayıs 2020 / 01:00

    Aynen???