Veda
Nedir bu kaçış?
Bu tutamayan ayaklar.
Sürünen gözler
Ve kırılan parmaklar.
Nedir bu eylemden eyleme koşma isteği?
Gülmeler, kahkahalar…
Arsız dolaşmalar.
Her sabah yinelenen kahvaltılar
Ve yüzsüz safsatalar.
Nedir bu ardına sığındığın bahaneler?
Bu taştan kitabeler.
Durağan ikilemler
Ve yolsuz bekçiler.
Her gökyüzü bir cinayet örtüsüdür.
Köşebaşı idamları
Çarpılmış hayvanlar
Ve aşk…
Sana duyulan
Yalnız senden olan.
Bir düşün zerresi midir yetişmekte olan?
Tufan mıdır bu gelen?
Şu yükselen deniz midir?
Parmak uçlarımda sıralı atları koşturan.
Ben!
Kararsız adam
Gelecek zebanisi
Surlarında ucunda bekçi
Geçmişin tüfeksiz askeri.
Gereği nedir bir ağacı yetiştirmenin?
Sulamak mı aylarca köklerini?
İlmek ilmek budamak mı dallarını?
Sevmek mi mesela kıpırdanışlarını?
Doludizgin…
Hoyratça…
Eski bir kış mı bu tahta kapının ardında oturan?
Beyaz ışık mı sardı pencerelerimi?
Bahçelerimi mi güldürüyor soytarı heyelan?
Neden bu çöküş, niçin bu idam?
Yüzülmüş bir kartalı öldüren nedir?
Ciğerini delen bir kurşun mu sahi?
Bir sır mı kanatları altında saklanan?
Gerçekten bir serçe midir başucunda duran?
Her şehir bir vedayı barındırır.
Selle yoğrulur sokaklar.
Caddelerde sürünür uçuk dam.
Ve ben!
Kararsız adam
Gelecek zebanisi
Surların ucunda bekçi
Geçmişin tüfeksiz askeri.
Ve sen!
İsteme benden yağız tayları geri.
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.